Ana Sayfa Gündem İstihdam ve perakende

İstihdam ve perakende

Şirketin en önemli iki sermayesi bilançosunda görünmez: Çalışanları ve itibarı.
Henry Ford

Sinan ASILYAZICI
İstihdam ve perakende.
Ayrılmaz bir ikili.
Ayrılmamalı da.
Sektörde büyüme sağlandıkça istihdamda belli bir oranda artıyor. Her bir yeni yatırım, yeni çalışanlar demek. Yeni yapılan her bir yatırımın ise tedarikçiler ile yapılan yeni alımlar ve anlaşmalar demek olduğu gibi.

“Perakendede fren yok” “ Markalardan 70 Bin Kişiye İş”

Bu başlıklar 10 Ocak 2016 tarihli Hürriyet İK’dan. Önce haberin devamına bir bakalım.

“Türkiye’de 2,5 – 3 milyon kişiye istihdam sağlayan perakende sektörünün 2016’da yüzde 7 – 9’luk bir artışla 175 – 270 bin kişiye daha istihdam sağlaması bekleniyor. 73 bin mağaza ve 380 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayan Birleşmiş Markalar Derneği’nin hedefi ise 2017 sonunda 70 bin yeni istihdam yaratmak.” Burcu Özçelik Sözer’in bu haberinden bir alıntı daha yapmak istiyorum.

“Artışı primle dengeleriz ”

“Asgari ücretteki artış tüm işverenlerin gündeminde. Çalışanlarının büyük çoğunluğu asgari ücretli olan perakende sektörü de bu artıştan en çok etkilenecek sektörlerden biri. Hatta işten çıkarmalar olur mu endişeleri bile var. Asgari ücretteki artışın sektörü nasıl etkileyeceğini sorduğumuz Sami Kariyo, kesinlikle işten çıkarma olmayacağını, perakende sektörünün istihdam yaratmaya devam edeceğini söylüyor. Kariyo, asgari ücretteki yüzde 30’luk artışa karşılık, primleri biraz düşürerek dengeleyebiliriz, totalde yüzde 20 gibi bir artış olur bu yıl çalışan maaşlarında.”

İşletmelerin ayakta kalması ve kar edebilmesi önemli! Çalışanların geçimi ve mutluluğu da! Doğallıkla bunları dengelemek ve dengeleyebilmekte, sanırım bir o kadar önemli.

Perakende istihdamı arttırmak büyük oranda yapılacak yeni yatırımlara ve mevcutların sağlıklı işlemesine bağlı. İşin birde meslek edindirmeyi özendirme boyutu var ama onu da ayrı bir konu.

Peki, mevcut istihdamı sürdürmek nasıl olmalı?

Öyle ya, kapanan her bir mağaza, işten çıkarma demek. Bazı çalışanları da ihtiyaç olan diğer mağazalarda görevlendirmek demek. Bu işin klasik ikili denklemi gibi. İş bunla da bitmiyor.

Organize perakende, önemli bir istihdam yarattığı gibi işlerin tüm süreçlerinde kitaba uygun hareket ediliyor. Bu da karlılığın, işletme giderlerinin ve yatırımın geri dönüşünün iyi hesaplanması demek.

İstihdam edilen çalışanın yeterli maaşı ve de bunu zamanında alması önemli. Mutlu çalışan = mutlu müşteri diyorum ve diyoruz da, bunu sağlayanlar ve sağlananlar daha mutlu görünüyor.

Ancak bu arada her büyük sektör gibi, perakendede bu bağlamda daha kırılgan hale gelebiliyor.

Alınan kararların daha kapsayıcı olması bekleniyor. Teşvik vb. gibi uygulamalardan olan beklenti artıyor veya artacakta. Yasaların daha kapsayıcı olması beklenirken, aynı kitleye hitap eden ama farklı kulvarlarda temsil edilenler arasında, genelde aynı şeyler söylenmekle birlikte çoğu zaman beraber dile getirilemiyor. Bunun örneklerinden biri, hipermarket ve süpermarketler ile ilgili, ürünün tarladaki fiyatı ile satış noktalarındaki fiyatı baz alınarak yapılan yayınlar ve verilen cevaplarda ortaya çıktı kanımca. Zor ve uzun sürede sağlanan kazanımların çok kolay kaybedilebildiği de sıklıkla görülmüştür. Sürecin nihai tüketiciye anlatılması önem taşımaktadır.

Organize perakende zor bir dönemeçten geçiyor. Aynı gemide olmak ile aynı denizde olmak arasındaki farkın hissedilmesi gereken bir süreç bu. Sektör bunun çözümünü bulacaktır ve bulmalı da.

Çünkü oldukça verimli limanlar ve iyi donanımlı usta ellerde yönetilen gemiler var…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz