Dünya devi şirketlerin de aralarında olduğu yaklaşık bin 300 CEO ile yapılan araştırma, yüksek teknolojiyle beslenip kasırga hızına ulaşan değişimin kodlarını çıkardı. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “Oyunun kuralları yeniden yazılıyor. Gelecek üç yıl, geçmiş 50 yıldan daha önemli olacak. CEO araştırması bize şunu söylüyor; değişime ayak uyduran ve onu yönetmeye başlayan yarışı kazanacak, direnen tarih olacak. Bunun için önümüzde üç kritik yıl var” diyor.
KPMG, iş dünyasının yolunu aydınlatacak araştırmalarından birine imza attı. Dünyanın en büyük 10 ekonomisindeki dev şirketlerden yaklaşık bin 300 CEO ile görüşüp tüm toplumsal dinamikleri yeniden şekillendiren değişimin şiddetini ve yönünü araştırdı. KPMG’nin 2016 Küresel CEO Araştırması’na ABD, İngiltere, Avustralya, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya ve İspanya’dan dünya lideri şirketlerin yöneticileri katıldı.
KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, CEO araştırması sonuçlarını yorumladı. Alsan, “Önümüzdeki 3 yıl iş dünyasının şekillenmesinde kritik önem taşıyor. Değişim, acımasız bir hızla gerçekleşiyor. Büyük değişimin parçası olan kazanacak, direnen yarıştan kopacak. Şirket liderleri, yakın gelecekte küresel ekonomik zorluklar öngörüyor ancak buna rağmen fırtınaların atlatılacağına inanıyor ve potansiyellerine güveniyor. Değişim sürecini yöneten CEO’ların üç önemli hamlesi var; stratejileri yeniden okumak, ezber bozan teknolojileri uygulamak, yeni yetenekler kazanmak… Modern CEO’ların ‘değişim ajanı’ olması gerektiği de savunuluyor” dedi.
KPMG’nin Küresel CEO Araştırması’ndaki dikkat çeken başlıklar ve tespitler şöyle:
– CEO’ların yüzde 41’i şirketlerinin önümüzdeki üç yıl içinde ciddi bir dönüşüm geçireceğini tahmin ediyor. Geçen yıl bu görüşü paylaşan CEO’ların oranının yüzde 29 olması, değişimin hızını ve etkisini gösteriyor. Ayrıca CEO’ların yüzde 72’sine göre önümüzdeki üç yıl, geçmiş 50 yıldan daha kritik olacak.
– İş dünyasının liderleri, gelecek üç yıl için dünya ve ülkelerinin ekonomisi ile şirketleri hakkında iyimser… Bu güven, araştırmaya katılan CEO’ların lider olarak değişime ayak uydurma esnekliğini gösteriyor.
Büyük dönüşüm şirketleri bekliyor
– CEO’lar benzeri görülmemiş değişim dönemine, gerçekçi beklentilerle ve sağlıklı güven ortamıyla hazırlandıklarını, dönüşümü sağlayacaklarını ifade ediyor. Yüzde 89’u şirketlerinin büyüyeceğinden emin. Bu yöneticilerin yatırım planlarının temeli teknolojiye dayalı. Yüzde 26’sı veri analizi yeteneğini, yüzde 25’i bilişsel programlama/yapay zeka altyapısını, yüzde 23’ü siber güvenlik çözümlerini artıracağını söylüyor.
– Yüzde 10 veya daha fazla gelir artışı bekleyen CEO’ların yarıdan fazlası, önümüzdeki üç yılda şirketlerinin büyük bir dönüşümden geçeceğini düşünüyor.
– Şirket liderlerinin yüzde 48’i, yıllık gelirlerinin gelecek üç yılda yüzde 2-5 arasında artacağını düşünüyor.
– CEO’ların yüzde 96’sı üç yıl içinde çalışan sayısının artmasını bekliyor. Şirketleri için yüksek büyüme tahmininde bulunan CEO’ların yüzde 10’u, çalışan sayısının yüzde 25’in üzerinde artacağını söylüyor.
Yeni bir iş modeli: İş birliği
– Büyüme için öne çıkan enstrümanlardan birisi; iş birliği. Çünkü değişimin hızı, kapsamı ve derinliği eşsiz yetenekleri, en yeni teknolojileri ve vizyoner bakışı zorunlu kılıyor. Bu özelliklerin tümünü bir arada bulmak iş birlikleriyle mümkün. CEO’ların yüzde 58’i üç yıl içinde işbirliğine dayalı büyüme ile paydaş değerini yükseltmeyi hedefliyor.
Değişim, organ nakli gibi
– CEO’lar sürekli değişime hazır olmak zorunda. Sağa sola savrulmak yerine değişimin dizginlerini ele alıp şirketlerini dönüştürme anlayışıyla çalışıyorlar. Değişim, organ nakline benziyor. Koşullar uygun yönetilmezse değişim reddedilebiliyor. Bu nedenle değişim kabiliyeti, iş sonuçlarını doğrudan etkiliyor.
– Büyük değişim; teknolojinin öncülüğünde, birbirine bağlı hale gelen tüketiciler ve sektörel yakınlaşma ile gerçekleşecek. Bu faktörler, iş modellerini baştan sona etkileyecek. Bugün imkansız olan yarın sıradan hale gelecek.
– Sektörleri, şirketleri, teknolojileri ve müşterileri birbirinden ayıran çizgiler yok oluyor. “Kiralama” veya “işbirliği” modelleri, “inşa etme” ve “satın alma”nın önüne geçecek. CEO’ların yüzde 65’i pazara yeni giriş yapanların, işletme modellerini sekteye uğratmasından endişe ediyor.
Bilişsel programlama ve yapay zekaya yatırım
– Dördüncü sanayi devrimi; Nesnelerin İnterneti, makine öğrenimi, bilişsel programlama ve yapay zeka çağının habercisi. Kas gücü otomatik hale gelmişti, şimdi beyin gücü otomatikleşiyor. Teknoloji, duygusal zeka yerleştirilen sistemler getirdi. Dile getirilen endişeler, CEO’ların dördüncü sanayi devriminin yapı taşı olan bilişsel programlama ve yapay zeka entegrasyonuna odaklandığını gösteriyor. CEO’lar mevcut deneyim ve becerilerinin dijital dünyada başarıya ulaşmak için yeterli olmayacağını kabulleniyor. Başarı için tüm iş ortakları ve paydaşlarının oluşturduğu ekosistemden yararlanmak gerektiğine inanıyor.
– Şirket liderleri, değişimin hızlı olacağını ve teknolojinin bunu daha da artıracağı inancında. Artık her işletme rekabet gücünü artırmak için yazılım ve dijital araçlardan yararlanmak zorunda. Geleneksel sektörler de dijital teknolojinin büyümek bir yana, hayatta kalmak için şart olduğunu anladı. CEO’ların yüzde 77’si şirketlerinin yeni teknolojilere ayak uyduramayacağından korkuyor.
CEO’nun stratejik önceliği: İnovasyon
– Yeni bir dünyada faaliyet gösterdiklerini kabullenen CEO’lar yüzlerini inovasyona döndü. Üç yıl boyunca inovasyonu desteklemek CEO’lar için birinci stratejik öncelik. Teknoloji, inovasyonu hem tetikleyen hem de kolaylaştıran bir unsur olarak görülüyor. Yöneticilerin çoğunluğu teknolojik fırsatları değerlendiriyor ve yeni süreçlere yatırım yapıyor.
– Teknolojik inovasyonun ekonomideki gücü ve hızı işletmeler için dönüm noktası niteliğinde. Yöneticilerin yüzde 21’i inovasyonu teşvik etmek, yüzde 77’si işletme stratejilerine dahil etmek gerektiğini söylüyor. Son üç yılda geliri yüzde 10 veya üzerinde artan şirketlerin yüzde 27’sinin başlıca stratejisi de inovasyonu teşvik etmek.
Esnek ve çevik CEO kazanıyor
– Sürdürülebilir başarı, yeni bir düşünme ve operasyon yönetimi gerektiriyor. Şirketlerin taktik tahtaları bu nedenle yeniden yazılıyor ve işletme esnekliğini görülmemiş seviyelere çıkaran yöntemler geliştiriliyor.
– Yüksek bir hızda gerçekleşen değişimi uygulamak için çeviklik gerekiyor. Şirketlerin sadece yüzde 40’ı gelişmelere hızlı yanıt verebiliyor. CEO’ların yüzde 43’ü hız kazanmak için kurum içi süreçlerin düzenlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Siber tehdit yükseliyor
– CEO’ların risk sıralamasında “siber güvenlik” hızla tırmanıyor. Yöneticilerin yüzde 30’una göre önümüzdeki üç yılda en büyük risk bu olacak. Yüzde 72’si bir siber tehdide tam anlamıyla hazırlıklı olmadığını düşünüyor.
– CEO’ların yüzde 88’i müşterilerinin sadakatinden emin değil. Yüzde 82’si ürün veya hizmetlerinin uygun olup olmadığını sorguluyor. Yüzde 45’i müşterilere ulaşmak için kullanılan dijital araçları geliştirebileceklerini düşünüyor.
Güneydoğu Asya ve Doğu Afrika’da gündem farklı
Bu yılki araştırmaya 10 büyük ekonomi dışında seçilmiş 18 ülke daha katıldı. ASEAN bölgesi (Singapur, Malezya, Tayland, Endonezya, Filipinler, Vietnam), Doğu Afrika (Kenya, Uganda, Tanzanya, Ruanda, Etiyopya), Tayvan, Brezilya, Kanada, İrlanda, Meksika, Güney Afrika ve İsviçre’den CEO’lar aynı soruları yanıtladı. 18 ülkeden gelen yanıtlar, 10 büyük ekonomideki CEO’ların bakışıyla farklılıklar gösteriyor. Mesela, İsviçre ve Tayvan’daki CEO’ların yüzde 92’si önümüzdeki üç yılın kritik olduğuna inanırken, ASEAN bölgesindeki yöneticilerin yüzde 83’ü, Doğu Afrika’da ise CEO’ların yüzde 50’si bu görüşte. Şirketlerin dönüşüm iştahı da ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Meksikalı CEO’ların daha fazlayken, Tayvanlı CEO’ların dönüşüm arzusu daha az.
İlk bölümde soruları yanıtlayan CEO’lar belirli ülkelerde veya sektörlerde büyüme sağlayacak yatırımlara odaklanıyor. Brezilya ve Kanadalı CEO’lar işletme, kapasite ya da varlık satın alarak büyümeyi düşünüyor. İsviçreli ve Tayvanlı CEO’lar ise müşteri merkezli olmanın önemini dikkate alarak en büyük yatırımlarını müşteri beklentilerinin ve ihtiyaçlarının analiz edilmesine yöneltmeyi planlıyor.