20 milyar dolar ihracata imza atan 5 hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçı birliği ile 13 sektörel dernekten ham madde krizine karşı çözüm formülü geldi: Pamuk ve pamuk ipliği ihracatına gözetim uygulansın, iplik ithalatında ek vergi kaldırılsın.
Toplantıya katılan birlikler ve dernekler adına konuşan İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, bu yılın Ocak – Ekim döneminde Türkiye’nin pamuk ipliği ihracatının 2020’ye göre yüzde 68,4 arttığını bildirdi. Gültepe, “10 aylık ortalamalara baktığımızda elyafın 2, ipliğin 4, kumaşın 6 – 7 dolara ihraç edildiğini görüyoruz. Oysa biz o ürünleri işleyip, hazır giyim ve konfeksiyona dönüştürebilirsek 16 – 17 dolara satabilir, katma değerli ihracatımızı arttırarak ülkemize çok daha fazla döviz kazandırabiliriz” dedi.
Pamuk ve pamuk ipliği başta olmak üzere ham madde fiyatlarındaki olağanüstü artış, Türkiye için stratejik öneme sahip hazır giyim sektöründe hem üretimi hem de ihracatı tehdit ediyor. Sorunun giderek bir krize dönüşmesinden ve maliyetlerin tüketiciye zam olarak yansımasından endişe eden hazır giyim ihracatçı birlikleri ile sektör derneklerinin başkanları, ortak basın toplantısıyla çözüm formüllerini açıkladılar.
5 ihracatçı birliği ve 13 sektör derneği adına konuşan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, sektörün 2021’i 20 milyar doların üzerinde rekor bir ihracatla tamamlayacağını bildirdi. 20 milyar dolar gibi kritik bir eşiği aşacak olmanın heyecanını ve gururunu ham madde ile ilgili sorunlar nedeniyle gönüllerince yaşayamadıklarını anlatan Gültepe, şöyle devam etti:
“İpliğin kilosunu yurt içinde 0.80 – 1 dolar daha pahalı alabiliyoruz”
“Uluslararası pazarlarda emtia fiyatları son bir yılda dolar üzerinden ortalama yüzde 20 arttı. Türkiye’de bu oran yüzde 35 – 40 düzeyinde. Pamuk ve pamuk ipliğinde çok daha yüksek bir fiyat artışı ile karşı karşıyayız. Son bir yılda pamuğun fiyatı dünyada yüzde 57, Türkiye’de yüzde 86’6 artış gösterdi. Pamuk ipliğini yurt içinden uluslararası piyasalara göre 0.80 – 1 dolar daha pahalıya alıyoruz. Fiyat artışı bir yana tedarikte de sıkıntı çekiyoruz. Önceleri 2 – 3 haftada gelen ham madde şimdi 4 – 5 haftada elimize ulaşıyor. Ham madde temininde yaşadığımız sorunlar nedeniyle termin sürelerimiz uzuyor ve zaman zaman siparişleri geri çevirmek zorunda kalıyoruz.”
Çin ve Asya ülkelerinden bu yıl Türkiye’ye önemli bir sipariş kayması olduğunu hatırlatan Gültepe, ham maddeye erişimdeki sorunlar nedeniyle bu avantajı istedikleri gibi kullanamadıklarının altını çizdi. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün en çok ihtiyaç duyduğu dönemde ülkemizden pamuk ve pamuk ipliği ihracatında büyük artış olduğunu bildiren Gültepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örneğin Ocak – Ekim döneminde pamuk ipliği ihracatında 2020’ye göre yüzde 68,4, 2019’a göre ise yüzde 30,4 artış var. İhracata elbette karşı değiliz. Ancak bizim hedefimiz katma değerli ihracat olmalı. 10 aylık ortalamalara baktığımızda elyafın 2, ipliğin 4, kumaşın 6 – 7 dolara ihraç edildiğini görüyoruz.
Oysa biz o ürünleri işleyip, hazır giyim ve konfeksiyona dönüştürebilirsek 16 – 17 dolara satabilir, katma değerli ihracatımızı arttırarak ülkemize çok daha fazla döviz kazandırabiliriz. Hesap ortada. Kaybımız sadece katma değerli ihracat değil. Kısa vadeli hesaplar nedeniyle ne yazık ki küresel pazarlarda rekabet gücümüzü de azaltıyoruz. Çünkü elyaf ve ipliğin önemli bölümünü rakibimiz olan Portekiz, İtalya, Bangladeş, Pakistan ve Mısır gibi ülkelere ihraç ediyoruz. Ocak – Ekim döneminde toplam pamuk ipliği ihracatımızın yüzde 56,6’sının bu 5 ülkeye yapıldığının altını çizmek istiyorum.”
“Ham maddedeki 1 dolarlık artış, mağazadaki ürüne 3 dolar olarak yansıyor”
Mustafa Gültepe, ham madde fiyatlarındaki artışın sadece ihracatçının elini zayıflatmadığını, iç piyasada da enflasyonu yukarı yönde etkilediğinin altını çizdi. Sadece Ekim ayında hazır giyim fiyatlarındaki yüzde 8,08’lik artışa dikkat çeken Gültepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hem ihracata hem de yurt içine çalışan firmalar yeni sezon ürünlerini yüksek maliyetle üretti. Ham madde birim fiyatında 1 dolarlık artış, mağaza rafındaki ürüne 3 dolar olarak yansıyor. Ne yazık ki bu maliyet artışlarının enflasyona olumsuz etkisini önümüzdeki aylarda da görmek durumunda kalacağız.
“Enflasyon ile mücadeleye omuz verelim”
Yıllardır unuttuğumuz enflasyonu yeniden ülke gündeminden çıkarmak için sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi yönetiminin çabalarına destek vermek durumundayız. Enflasyon değirmenine su taşımadan, bu mücadeleye omuz vermek gerekir. Dolayısı ile hem ihracatçının elini rahatlatmak hem de enflasyonu frenlemek için çok acil, mümkünse bugün adım atılması gerekiyor. Hazır giyim ve konfeksiyon ülkemiz için stratejik öneme sahip. Sadece üretimde 650 binden fazla insanımıza istihdam sağlıyoruz. Katma değerli ihracatta mücevher ve savunma sanayinin ardından üçüncü sırada yer alıyoruz. Bu yıl cari açığın kapatılmasına 18 milyar dolar katkı vereceğiz. Böylesine kritik öneme sahip sektörün elini kolunu bağlamamak gerekiyor. Kamu otoritesinin atacağı bir adımla acil sorunumuzu hızla çözebiliriz. Biz pamuk ve pamuk ipliği ihracatına gözetim uygulanmasını, iplikte ek ithalat vergisinin sıfırlanmasını istiyoruz.”
BMD Başkanı Sinan Öncel: Piyasadaki fiyat artacak beklentisini en aza indirmeliyiz
Dünya ve ülkemiz büyük bir enflasyon baskısı altında. Ülkemizde maliyet artışlarının yanı sıra bir de ‘beklenti enflasyonu’ oluştu. Örneğin üretici peşin ödeme yapmadığınızda sipariş almak istemiyor. Ödeme dolar veya euro ile olsa bile fiyatlarda döviz bazında da artış olduğu için ham maddenin bedelini üretim öncesinde peşin vermek durumunda kalıyoruz. Piyasa kredisini ortadan kaldıran bu tablo sürdürülebilir bir tablo değil. Bu nedenle piyasadaki ‘fiyat artışı devam edecek’ algısını en aza indirecek adımların hızla atılması gerekiyor. Yurt dışından son dönemde ülkemize yönelen yoğun sipariş talebini en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için de bu adımları atmak durumundayız. Eğer gerekli önlemler zamanında alınabilirse süreci markalarımızın yurt dışı pazarlarda büyüyebilmeleri için fırsata çevirebiliriz.
TGSD Başkanı Ramazan Kaya: Rekabet gücümüzü kıran vergiler bir yıl süreyle kaldırılmalı
Pandemi döneminde tedarik zinciri kırıldı, emtia ve fiyatları, navlun ve lojistik maliyetleri arttı. Arz talep dengesi değişti. Bu süreçte tekstil ihracatının çok ham madde arttığını görüyoruz. Öte yandan yakın pazar ciddi şekilde Türkiye’ye yöneldi. Bizim bu dönemde ihtiyacımız olan ham maddeye içeriden veya ithalat yaparak hızlı ve doğru bir fiyatla ulaşmamız gerekiyor. Müşterilerimizin talep ettiği ürünlerin bir kısmı Türkiye’de üretilmiyor. Müşteri taleplerini karşılayabilmek için ara mamul ithalatı yapmak zorunda kalıyoruz. Söz konusu ara mamullerde vergi ve anti damping vergisiyle karşı karşıya kaldığımızda ürünün maliyeti arttığından ihracat fiyatımız yükseliyor. Rekabet gücümüzü kıran bu vergilerin bir yıllık dönem için kaldırılmasını talep ediyoruz. Vergiler kaldırılmadığında bizi Dahilde İşleme Belgesi’ne yönlendiriyorlar. Ancak Dahilde İşleme Belgesi ciddi bir proses gerektirdiği için takip ve organizasyonunu yapmak çok zor. Çözüm olarak ihracatın belli bir oranı kadar iplik veya kumaş ithalatına izni verilmesini öneriyoruz.
Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Nazım Kanpolat: Piyasada psikolojik bir baskı var
Piyasada psikolojik bir baskı var. Bugün çiftçiden tutun ipliğe kumaşa kadar herkes bir stok derdine düşmüş. Eskiden bir aylık stokunu imalat yapmak için tutan tüccar şimdi bunu üç – beş aylara kadar çıkarıyor. İthal vergilerinin açılması ile birlikte psikolojik olarak fiyatlar yüzde 10 – 15 geriye çekilecektir. Yani yüzde 12 artı yüzde 10 demek yüzde 20 – 25’lere varan bir etki yaratacaktır.