Türkiye’nin İngiltere’ye toplam ihracatının dörtte birini hazır giyimin oluşturduğunu söyleyen İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “İngiltere 2,2 milyar dolar ile ikinci büyük pazarımız, AB’den ayrılması hazır giyim ihracatımızı olumsuz etkiler” dedi.
2015 yılında Türkiye’nin 9.2 milyar dolarla en çok ihracat yaptığı ikinci ülke olan İngiltere, referandumda Avrupa Birliği’nden çıkma kararı aldı. İngiltere’nin AB’den çıkma kararı üzerine görüşlerini bildiren İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Türkiye’nin hazır giyim ihracatının olumsuz etkileneceğine dikkat çekti.
İngiltere, Türkiye hazır giyim sektörünün Almanya’dan sonra ikinci büyük pazarı olduğuna işaret eden Tanrıverdi, “2015’te 17 milyar dolar olan toplam hazır giyim ihracatının yüzde 13’üne denk düşen 2.2 milyar dolarlık bölümünü İngiltere’ye gerçekleştirdik. Türkiye’nin İngiltere’ye 9,2 milyar dolarlık toplam ihracatında sektörümüzün payı yüzde 24’ü buluyor. 2016’nın ilk beş ayında da İngiltere’ye hazır giyim ihracatımız olumlu bir grafikte seyrediyordu. Ocak-Mayıs döneminde ihracatımızı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,2 artışla 860 milyon dolara yükselttik” dedi.
Yeni fırsatlara da kapı açabilir
İngiltere ve Türkiye arasında Gümrük Birliği dışında bir mekanizmaya ihtiyaç olacağını belirten İHKİB Başkanı Tanrıverdi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Referandumda AB’den ayrılma kararı çıkması Sterlin’in değerinin düşmesi ve İngiltere ekonomisinin daralması sonucunu doğuracak. Ayrıca uzmanlar İngiltere’nin AB’den ayrılması durumunda 2030 yılına kadar yüzde 6 daha az büyüyeceğini öngörüyor. Dolayısıyla bu gelişme ve beklentilerin İngiltere ile ticaretimize olumsuz yansımaları olacak. Bununla birlikte İngiltere’nin AB’den ayrılık süreci, ihracatçımız açısından yeni fırsatlara da kapı açabilir. Olumlu gelişmelere de tanıklık edebiliriz. Diğer taraftan Gümrük Birliği Anlaşması uyarınca Türkiye AB ülkelerine ATR belgesi ile menşe kriterine bakılmaksızın vergisiz ihracat yapabiliyor. AB’nden çıkış sürecini tamamlaması halinde İngiltere ile Türkiye arasında Gümrük Birliği dışında bir mekanizmaya ihtiyacı olacak. Bu noktada iki ülkenin hızlı hareket etmesi gerekecek.”