Pınar ALTANOĞLU SALMAN
İnsan çok şey söylemek isteyip de, nereden başlayacağını tam bilemediğinde der ya…
ş i m d i i i…. der ve kendine bir düşünme süresi tanır ardından anlatmaya başlar. İşte ben de EUROSHOP 2020 sonrasında önce bir şiiimmdiii diyorum ve başlıyorum,
Düsseldorf’ ta 16-20 Şubat 2020 arasındaki EUROSHOP 2020 fuarı sanırım bu yıl Almanya’da gerçekleşen dünya çapındaki fuarlar içinde iptal olmayan son fuardı, çünkü hemen ardından Mart başı Köln’de düzenlenen Eisenwaren (Hırdavat) Fuarı iptal oldu, sonrasında ardı ardına iptaller gelmeye devam ediyor. Üzerine korona virüs gölgesi düşse de, neyse ki perakende sektörünün üç yılda bir düzenlenen dünyadaki en büyük fuarı EUROSHOP 2020 gerçekleşti. Evet ilk başladığı 16 Şubat 2020 Pazar günü 1990’dan beri gördüğüm en sakin açılış günüydü. İlk gün genel anlamda ziyaretçisi az ama önceden planlanan firma toplantılarının yapılması nedeniyle verimli geçti. Ziyaretçi anlamında ilk gün sakinliğinin nedeni fuar katılımcısı firmaların %40 ı bu yıl fuara gelmekten vazgeçmiş, birçoğu da firma çalışanlarını fuara ziyaretçi olarak dahi yollamamıştı. Fuar ikinci gününden itibaren ziyaretçi açısından hareketlendi ama bu kez de en fazla dikkatimi çeken, Çinli firmaların stantlarına çok az ilgi olması ve Çin firmalarının toplandığı alanlardaki ziyaretçilerdeki ürkeklikti.
Mağaza Ekipmanları ve Teknolojileri, Manken Üreticileri ve Mağaza Tasarım Malzemeleri üreten firmaların yoğunlukta olduğu 9 – 10 – 11 ve 12. Bölüm ziyaretlerimde fark ettiğim ise, katılımcı firmaların profilindeki değişiklikler oldu. Örneğin tanınmış manken firmalarının bazıları el değiştirmiş, bazılarının da yönetimleri tümden değişmiş, geçen fuarda dikkat çeken İspanyol firmaların yerini bu kez İtalyan firmaları almış olmasıydı. EUROSHOP 2020 de Alman Manken üreticileri ile İtalyan Manken üreticileri arasında tasarım ve teknoloji açısında yoğun rekabet adeta meydan okuma halini almış görünüyordu.
Aydınlatma konusunda ise sektörün en önemli firmalarını görmeye alıştığım için bu yıl kendi yerlerine temsilcilerini yollamış olmalarını garipsedim. Ayrıca aydınlatma alanında bir diğer değişiklik küçük çaplı firmaların sektöre hızlı girmek istemeleri nedeniyle geniş çaplı tanıtımlarla fuarda yer almalarıydı.
EUROSHOP 2020’yi bir iki önemli kavram ile özetle derseniz, öncelikle Özgünlük – sonrasında Sürdürebilirlik ve Geri Dönüşüm diye özetleyebilirim, perakende ve mağazacılık sektöründe özellikle görsellik konusunda ülkemizde yeni yeni önemi fark edilen konular bunlar.
Görsellik konusunda, Görsel Mağaza Tasarımı anlamında biz genelde özgün olmak yerine diğerlerine benzeyen ama en dikkat çeken olmak isteriz. Farklı ve özgün olmadan dikkat çekebilmek çok zor aslında. Genelde özgünlüğü dekoratif bir kaç unsurla yakalayıp, her kıyafeti giydirebileceğimiz standart modellerdeki mankenlerden en yüksek verimi bekleriz, oysaki mankenlerin farklı formları, standarttın dışındaki hareketler mağaza dış ve iç vitrinlerinin hiç olmadığı kadar dikkat çekici olmasını sağlar.
Tabii ayrıca bizim ülkemizde Görsel Mağaza Tasarımını mağaza dışı vitrin tasarımından ibaret diye düşünmek çok işimize gelir. ‘’Visual Merchandising’’ biliminin vitrin tasarımından ibaret olduğunu düşünerek rahatlarız. Oysa Görsel Mağaza Tasarımı = Visual Merchandising aslında işleme yönetimi alanına giren bir konudur ve konunun tam farkında olan dünya markaları bu alandaki başarıları ile İŞLETME KARLILIKLARINI yükseltir.
Özgünlük + Sürdürebilirlik ve Geri Dönüşüm = GENESİS
EUROSHOP 2020 birkaç sayfalık bir yazı ile özetlenemez elbette ama bu ilk yazımda size bu yılın en önemli konularını öncelikle fuarın lider manken firması GENESIS üzerinden örneklendirmek istiyorum.
Sürdürebilirlik EUROSHOP 2020 ye damgasını vuran kavram dedik, özellikle mağaza ekipmanları ve manken üreticileri arasında uzun yıllar sektöre hizmet veren firmalar konuyu derinlemesine vurgulamış.
Fuardan önceki gün Düsseldorf’un en önemli Alışveriş Caddesi Königsalle üzerinde yürürken ilk dikkatimi çeken birkaç mağazanın vitrininde yeni nesil çok çarpıcı ve farklı manken/dekor arası ürünlerdi, başları papağan veya süleymancık başı, ki ben süleymancıklara bayılırım, küçücük süleymancık kafasını kocaman bir manken kafası olarak görmek beni çok heyecanlandırdı, bedenler ise keskin duruşları ile insan bedeni. Hiçbir mitolojik yaratığa benzemeyen bu figürler vitrinlerde çok fazlasıyla dikkat çekici ve etkileyiciydi. Müşterinin dikkatini çekmesi kesin mankenler, tüm öğrencilerimin bildiği bir sözüm vardır…’’Vitrinde hayvan figürleri her zaman dikkat çeker, bu kez hem hayvan hem insan bir bedende…’’ Dikkat mıknatısı bu ürünlere bayıldım. Ertesi gün fuara gittiğimde süleymancıkları tahmin ettiğim manken firmasında karşımda görünce elbette çok sevindim fakat beni daha da sevindiren durumun ne olduğunu yazımın sonunda anlatacağım.
Şimdi size süleymancıklarımın üretildiği GENESIS MANNEQUINS firmasının sahibi ve CEO’su Andreas Gesswein ile yaptığımız keyifli ve verimli sohbetin ana başlıklarından söz etmek istiyorum.
Sürdürülebilirlik GENESIS için her gün yaşanan bir hayat tarzı. Kurulduğu ilk günden itibaren sürdürülebilir malzeme ve süreçler üzerinde çalışmayı amaçlayan firmanın DNA’sında duyarlılık olduğunu vurguluyor. Ekolojik anlamda firmanın her bir iç ve dış prosesi belli ki bir trend olarak değil de, işlerinin ve hayatlarının bir parçası. Ürünlerinin hayat döngüsünü ve geri dönüşüm alternatiflerini müşterileri ile daha üretimin ilk basamağından itibaren karşılıklı kararlaştırdıklarını anlatan Gesswein, dünyamızın geleceği için uluslararası anlamda tüm bilim ve teknolojiyi kullanarak çevreyi korumak için en az ekolojik ayak izi bırakmaya özen gösterdiklerini anlattı.
Geri dönüştürülmüş tekstil ürünleri, bitki lifleri, geri dönüştürülmüş fiber glass manken üretiminde kullandıkları hammaddeler, her birinin örneklerini stantlarında birlikte inceledik. Tüm detaylar www.genesis-display.com da.
Sürdürülebilirliğin çevreye, dünyaya, çalışanlarına ve müşterilerine olan saygılarını göstermenin en önemli yolu olduğunu belirten Gesswein, artık müşterilerinin alacağı ürünün kim tarafından, nasıl, hangi kaynaklar kullanılarak üretildiğini, üretim aşamasında çalışanların ne şartlarda çalıştığını, mankenlerin kullanım ömrü dolduktan sonra ne olacağını merak etmekle kalmayıp, tüm bu süreçlere karar vermek istedikleri için her firma ile ayrı ayrı bu konular hakkında görüşüp, ona göre firmanın istekleri doğrultusunda mankenleri ürettiklerini belirtti. Müşterilerin bu kriterlerin en iyi şekilde yerine getirilmesinden emin olmak istediğini ve sonraki alımlarını da buna göre planladıklarını anlattı. Dünyanın en tercih edilen lüks tekstil markaları mağazaları için mankenlerini GENESIS’ten işte bu kriterlere göre seçiyorlar. Müşteri olarak markaların sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konusundaki bu duyarlılığı artık değiştiklerini gösteriyor ve bu durum manken firmalarını ve görsel sunum ekipmanları üreticilerini de değişime yönlendiriyor. Gördüm ki en çok Alman, Hollandalı, İtalyan manken üreticileri sürdürülebilirlik projeleri geliştirmek ve uygulamak için çaba harcıyor.
GENESIS ‘’Yeşil İnovasyon’’ olarak adlandırdığı Ürün Hayat Döngüsünü Yaratım/Tasarım – Materyal Seçimi – Üretim – Ürün Kullanımı – Geri Dönüşüm = Hayat Döngüsü olarak tanımlamış. www.genesis-display.com
Gesswein; Yaratım/Tasarım aşamasında 3D (üç boyutlu) dijital kalıp, 3D baskı ile çevreye duyarlı üretim yapmaya dikkat ettikleri kadar Geri Dönüşüm için de 2017 GreenTec Ödülü almış dünya lideri bir firma ile çalıştıklarını belirtti.
Andreas Gesswein ile yaptığım sohbet ve fuarın en geniş kapsamlı manken sunumlarına yer verdikleri stantlarını dolaşırken fark ettim ki, Sürdürülebilirlik kavramı çoğu kez bizde bir pazarlama politikası olarak tanımlanırken, GENESIS için bir var olma etiği, çevreye, insana ve işlerine olan saygı göstergesi…
Sanırım en büyük özgünlük ise, tasarımsal özgünlük olduğu kadar dünyamıza karşı samimi sevgi ve saygıları.
GENESIS ziyaretimde ve sohbetimde beni en çok sevindiren önemli bir detayı sona bırakmıştım, eminim okuduğunuzda sizin de koltuklarınız kabaracak. Düsseldorf’ta fuar öncesi mağaza vitrinlerinde beni karşılayan süleymancığın tasarımcısı GENESIS firmasının birçok mankenine de hayat veren çok yetenekli bir Türk heykel sanatçımız Şükrü Balazünbül.
Andreas Gesswein ile olan sohbetimiz sonrası Şükrü bize tasarımını yaptığı mankenleri gösterdi, öylesine gurur duydum ve keyif aldım ki anlatamam.
EUROSHOP’ta GENESIS imzası, GENESIS’te Şükrü’nün eserleri daha ne diyebilirim…bundan büyük keyif olur mu?
Bir sonraki yazımda 1868 yılından beri dünya perakende ve mağazacılık alanında duayen bir Avusturya Firmasından UMDASCH tan söz edeceğim. Mağazacılık konusunda birçok alanda hizmet veren firmanın yeni geliştirdiği ürün ve hizmetleri anlatacağım.
Sağlıkla ve huzurla yaşanacak nice EUROSHOP’lara….