Hakan YILDIZ
Ülkemizin mevcut ekonomik modeli para ve maliye politikaları yani faiz ve dövizdir. İhtiyaç olduğunda faizleri arttırarak ekonomiyi soğutma veya ekonomi soğuduğu zaman tüketimi arttırmak için faizleri düşürme üzerine kuruludur. Bu durumda neticede paranın maliyetini artıran veya düşüren önemli bir unsurdur. Hâlbuki ekonomide çarkların sağlıklı şekilde işlemesi için piyasalarda paranın bol ve ucuz olması dolayısıyla kurların düşük likiditenin ise bol olması lazım ki, çarklar yeniden dönmeye başlasın. Çarklar dönünce büyüme olsun, büyüme olunca da gençlerimize iş imkânı sağlanabilsin.
Böylelikle ekonomi ile tüketici ilişkisi ve finans ile yatırımcı ilişkisi dengeli bir şekilde sağlanarak ziyaretçi, kiracı, yatırımcı herkes bu kazan – kazan durumdan yararlanabilsin. Fakat TL’nin yabancı para birimi karşısındaki kırılganlığı nedeniyle oluşan bu yüksek enflasyon ortamında artık bir yatırımı gerçekleştirmek için daha fazla TL’ye ihtiyaç duyulmakta. Bu da projeyi gerçekleştiren yatırımcının “pahalılaşan finansman maliyetleri nedeniyle” daha fazla borçlanması anlamına gelmektedir.
12 Eylül tarihinde yayınlanan kararnameye göre, “Türkiye’de yerleşik kişiler her türlü menkul ve gayrimenkul satış ve kiralamalarını TL üzerinden yapacak. Döviz üzerinden yapılan sözleşmeler bir ay içinde TL’ye dönüştürülecek” uygulaması akıllarda bir takım sorular oluşturmaktadır.
– Döviz kuru ile borçlanarak yatırım yapmış olan yatırımcının kira gelirlerinin TL olması sadece perakendeciyi kurtarırken yatırımcının kur farkı zararı ne olacak?
– Ayrıca döviz kuru TL geçişinde kur nasıl belirlenecek?
– Mevcut olan tüm sözleşme geçişlerinin kararnamedeki (30 gün) tarihi baz alınarak yapılır ise kur sabitleme oranı + TEFE TÜFE artış oranıyla kiracı ile ortak noktada nasıl buluşulacak? Çıkan anlaşmazlıklar nasıl çözülecek?
– Yatırımcının TL kira tahsilatı döviz cinsinden kredi borcunu karşılamaya yetmezse ne olacak?
Sonuçta yüksek kur, yüksek enflasyon oyunun kurallarını sürekli olarak değiştirir ve para kazanma oyununun yarattığı fırsatlardan yararlanıp “kredi borcunu yapılandırmak ve finansal işlemlerini hedge etmek suretiyle kiralama, gelirler / giderler, nakit akışı, kârlılık ve hisse değerini” yeni duruma göre düzenleyen yatırımcılar her zaman kazanır.