Pınar SALMAN
Delvaux’un amiral gemisi mağazası İtalyan mimarlık stüdyosu Vudafieri-Saverino Partners tasarımlarıyla Pekin’deki prestijli Wang Fu Central alışveriş merkezinin içinde açıldı. Dünyanın en eski deri tasarımcılarından olan Delvaux, Avrupa ve Asya kültür referansları ve sembolleri kullanan sofistike tarzı ile Çin’de müşterilerine “merhaba” dedi.
2012’den bu yana Delvaux firmasının küresel konsept küratörlüğünü yapan Milano mimarlık stüdyosu Vudafieri-Saverino Partners mimarları Tiziano Vudafieri ve Claudio Saverino mağazanın iç mekânında çağdaş ve rafine bir soluk yakalamış, hem firmanın köklerine ve ifade kodlarına uygun bir iç tasarım projesi yaratırken hem de aynı zamanda yerelden ilham alan benzersiz bir karakter de yaratmış. Her iki ülkenin kültürel mirası ve sembollerine yer veren bu mağaza tasarımı, benim görüşümle ışığı, renkleri ve yarattığı ambiyans ile tam bir sanat eseri.
Mağazada yer alacak ürünleri Delvaux CEO’su Jean Marc Loubier tarafından ince detayların güzelliği ve antika parçaların asaleti göz önüne alınarak seçilmiş. Müşterilerin marka değerleriyle gerçek bir bağ kurmasını sağlayacak zarif bir atmosferde ürün ve iç mekân tasarım dengesinin tam olarak kurulduğunu görüyoruz.
Amiral gemisi mağazada, üç farklı alan var, fuaye, soldaki Delvaux barı, davetkar bir satış alanı, mağazanın VIP alanından ayırıyor. Bence Çin’e saygı duruşu niteliğindeki duvarlar, imparatorluk kırmızısı rengiyle kaplı.
Mağazada fuaye alanının en ayırt edici özelliği, mimarların Belçika kültürünün ünlü bir sembolü ve Art Nouveau’ nun başyapıtı sayılan, 19. yüzyılın sonlarında Brüksel’de inşa edilen Maison du Peuple’den ilham aldığı fark edilen, metal aydınlatma panellerinden yapılmış tavan.
Sıcak beyaz sıva ve karamel renkli süet panellerle kaplanmış duvarlar, cam ve bronz pirinçten raflar ile mükemmel mermerler ile özel olarak tasarlanmış teşhir malzemeleri ise bize firmanın lüksü lüksle sunma yeteneğini göstermekte.
Detaylara gösterilen özen, duvarlardaki kavisli ahşap panellerin siyah beyaz duvar kağıdıyla kaplandığı VIP odasına giden koridorda da Brüksel’deki Grand Place’in süsleme ve estetik zenginliğinden ilham alınmakta. Mağaza ziyaretçilerine sürükleyici bir deneyim sunmak için Delvaux çanta ve aksesuarlarının renkleri ve tasarımlarını öne çıkartmayı hedefliyor. VIP alanı duvarlarındaki altın totemlerin vintage cazibesi, yumuşak kırmızı Alcantara ile kaplanmış ve cam ve bronz pirinçten yapılmış raf sistemi firmanın ana koleksiyonlarını sergilemek üzere alanı zenginleştirmesi dikkat çeken diğer hususlar.
Delvaux Bar, müşterilerin birlikte sohbet edebileceği ve etkileşimde bulunabileceği bir alan olarak, aynı zamanda en ikonik mobilya parçalarının birine de ev sahipliği yaptığı kıvrımlı hatlarıyla, çağdaş bir yorumla, düzensiz çerçeveli ahşaptan yapılmış tipik bir Flaman gardırobu havasında. Bardaki zarif kadife sandalyeler gibi mimarların tasarımlarına göre yapılmış mobilyalar, mermer ve pirinç gibi çeşitli antika parçalarla dönüşümlü olarak 1870 yılına kadar uzanan dört modüler elemandan oluşan heykelsi masanın cam üst kısmı, beyaz mermer (François Kovacs tarafından tasarlanan sınırlı sayıda üretilen masa üstleri) ve markanın ikonik parçalarından bazılarını sergileyen ahşap ve fildişi rengindeki iki uzun antika vitrin ise mekânı benzersiz kılıyor. Tüm bu unsurlar bir bütün olarak, renklerin ve şekillerin incelikli bir şekilde dengelenmesiyle oluşturulan eklektik bir stil oluşturuyor.
Benim özet yorumum ise, mağazanın tasarımını yapan mimarların Art Nouveau’den aldığı ilk ilhamlar ile geometrik şekillere verdikleri önem, rafine malzeme seçimi ve işçiliğe gösterdikleri önemle, Art Deco’ya vurgu yapan bu tasarımlarında, Pekin halkına muhteşem bir sanat ve estetik şöleni sunan, modernizmin en iyi örneklerinden sayılabilecek bir iş çıkardıkları.
