Pınar ALTANOĞLU SALMAN
Yaz sonrası ilk yazımda sizlerle yepyeni bir konsept eczane paylaşmak istiyorum. Benim en keyif aldığım mağaza tasarımlarından biri eczane tasarımlarıdır. Dünyada bu konuda en iyi ülkeleri inceledim, ülkemizde İstanbul ve İzmir Ecza Kooperatifleri ile çalışırken bir çok eczacımızla sohbet etme ve onların kendi mekanlarına bakış açılarını öğrenme fırsatım oldu. İşte tam bu nedenle sanırım eczane konusunda “Algıda seçicilik” bende fazlasıyla var.
Dergimiz yayına girdiği ilk sayıdan beri sizlerle dünyadan görsel mağaza tasarımlarını paylaşıyorum. Bu kez biraz farklı bir konsept hepimizin hoşuna gider diye düşündüm. Bakalım haklı mıyım?
Demir Eczanesi İstanbul Anadolu Yakası’nda Caddebostan’dan Göztepe’ye doğru yürürken sokak içindeki ikinci binanın altında olduğu halde hemen göze çarpıyor, vitrini olmadığı halde eczane dışardan logosu (Kimyadan Demir Elementinin 26 FE sembolü), sade alınlığı, günümüzde mağazacılıkta moda tuğla detayı ile dış görüntüsü ile ilk izlenim anlamında hepimizi içeri davet ediyor.
İçeri girdiğimizde doğru bir aydınlatma, doğayı çağrıştıran yeşillik dekoru, özellikle her ortamı ısıtan ahşap, orta ünite ve ahşap masa kaliteli malzemesi ile hemen dikkati çekiyor.
Elbette duvar reyonlarının cam olması, tavanların siyah boyanması ortama derinlik katan unsurlar. Hele ki siyah tavanda kullanılan aydınlatma ünitelerinin dairesel formdaki abajurlarla mekanın dişil / eril dengesi çok güzel sağlanmış.
Artık her eczanede rastlamaya alıştığımız dermo kozmetik ürünlerin reyonu ise ünlü kozmetik mağazaların reyonlarından farksız bir sunuma sahip, çünkü o reyonu sunuma hazırlayan güzel kız, daha önce kozmetik mağazalarında çalışmış.
Eczanenin arka bölümünde yer alan gıda takviyelerinin ve vitaminlerin bulunduğu bölümün yeşillikler içindeki ahşap oval rafları ortamı son noktasına kadar ilgi çekici kılıyor.
Eczanenin sahibi Ahmet Bey eğitimli ve ileri görüşlü genç bir eczacı, yüksek lisansını iyi bir üniversitede yapmış, doğru mimarı ve mekanın görsel detaylarını titizlikle seçebiliyor, elbette tüm bunların sonunda başarı kaçınılmaz şekilde Eczane Demir’i buluyor.
Yolunuz Caddebostan’dan geçerse siz de bir doz ‘Demir’ alın derim.