Ana Sayfa Gündem “Görsel mağaza tasarımcıları gülümseyemiyor”

“Görsel mağaza tasarımcıları gülümseyemiyor”

Pınar SALMAN

Biz mağazacıların gerek mağaza içinde gerek eğitimlerde birlikte çalıştığımız arkadaşlarımıza en fazla söylediğimiz kelimelerden biridir. Gülümse… evet bazen ciroyu tutturmak uzak ihtimaldir ama biz deriz ki “hadi gülümse… ” Bazen iş arkadaşımızın evde bir hastası vardır, morali bozuktur ama kasada veya mağazada bu durumu müşteriye yansıtamaz, deriz ki “hadi gülümse…” Hepsinin sonunda da “Bu da geçecek deriz.” Bu diyalogların binlercesini tüm mağazacılar yaşar ve yaşamıştır.

Oysa….

Aylardır hatta tam olarak Mart 2020’den beri, “Gülümseyemiyoruz.” Covid-19 diye isimlendirilen bu durum önce her birimizi kat kat maske takmaya mecbur etti ve mağazacılar olarak bizim için en önemli süsümüz olan “Gülümsmemizi” elimizden aldı. Aylarca çok sevdiğimiz mağazalarımızdan ve müşterilerimizden ayrı kaldık. Belki ilk hafta hoşumuza gitti, yılların yorgunluğunu hep beraber evde kalarak, dinlenerek atarız diye düşündük ama sonrası sanki bir film kurmacası.

Evde kaldığımız pandemi dönemini, sonrasını ve bugünü benim en yakın iş arkadaşlarım olan görsel mağaza tasarımı konusunda çalışan ve vitrinleri sizin için gülümseten arkadaşlarımla konuştum. Onların yanıtlarını hiçbir yorumda bulunmadan aktarıyorum.

“Müşteri yoksa biz de yokuz ama hayat devam ediyor”

Gıda perakendecileri dışında birçok alanda mağazalar öncelikle müşterisini büyük oranda kaybetti. Laleli’ye yabancılar Mart’tan sonra ilk kez Eylül’ün ikinci haftası gelmeye başladı. Yaz dönemi evlilik hazırlığı yapanlar yataklarını bile almakta zorlandı, mağazalara gidebilseler de üretim sıkıntısı özellikle yatak üreticilerini fazlasıyla etkiledi, üretim yapamadılar buna bağlı satış yapamadılar, yaptıkları satışı kendi adlarını lekelemek durumunda kalarak çok geç teslim ettiler, müşteriye ürün yetiştiremediler, mağazaya sunuma yeni ürün yollayamadılar. Tekstil mağazalarının bazısı sezon açamadı yine üretimden kaynaklanan zorluklar nedeniyle yeni vitrinler hazırlanamadı.

Ürün – müşteri – vitrin odaklı çalışan mağazacılık diliyle “görselciler’’ ne yaptı peki?

* Bir çoğu öncelikle ücretli izne ayrıldılar…

* Mayıs ya da Haziran’da tekrar işlerine dönebilecek kadar şanslı olanlar işlerine döndüler Ama ekipleri küçüldü. Sekiz kişiyken beşe, beş kişiyken ikiye düşenler oldu. İş yükleri ikiye üçe katlandı. Hastalığa rağmen toplu taşıma araçları ile mağazalar arası koşturup çalışmalarına devam ediyorlar.

* Ekiplerde son işe alınanlar işten çıkartılma olmadığı için ücretsiz izne yollandılar. İşe dönüş tarihleri meçhul….

* Bu süreçte devletten 1.168 TL ücret aldıkları halde hayatlarını devam ettirmek için başka alternatif arayışına girdiler.

* Bir de en fenası işlerini devam ettirmeye çalışırken korona denen bu hastalık ile boğuşanlar var. Genç oldukları için hafif atlatanlar, ağır geçirenler ve ailelerine bulaştıranlar.

Bu konuların hepsiyle ilgili benimle paylaşılan çok fazla örnek var fakat bunların hiçbirini sizlerle burada paylaşmayı uygun görmüyorum. Ben isim vermesem de onlar okuduklarında kendilerini kötü hissetmesinler diye. İnanın hikayeler bu dönem televizyon senaryolarına konu olabilir.

Şimdi ne olacak? Bu sorunun cevabını bilmeyen benim gibi birçok kişi ve işkolu var, hayatımızda büyük değişiklikler var. İşlerimizi artık bilgisayarlarımızda çevrimiçi devam ettirmeye çalışıyoruz. Peki ya “görselciler”, onların işi mağazanın içinde ve vitrinde, onlar ne yapacak?

Bu dönem elbette geçecek hayatımızda yine sokağa çıkıp, vitrin gezmek gibi bir eğlence olacak, evet vitrin öncelikle bir eğlence aracıdır aslında. Sonra sosyalleşmenin örneklerini sunar, sonra kültürel bir eğitim aracıdır, sonra bir renktir, bir sestir kimi zaman, ayrıca bir umuttur… Vitrin karşısında bazen upuzun yollara çıkar müşteriler, bazen yeni hayatlar kurarlar, hayal ederler yani…

İnsan hayallerini kaybederse hayatın rotasını kaybeder. “Görselciler” aslında hayallerin kaptanlarıdır bir bakıma. Kaptan olmazsa gemi kıyıyı kaybeder.

Ben büyük markaların görsel mağaza tasarımı konusuna verdiği önemi biliyorum ve karşılığını satışlarıyla aldıklarını da yıllardır gayet iyi deneyimledik. Ya küçük işletmeler ya kırtasiyeciler ya eczaneler ya… ya… ya… Her biri için kadrolu ya da dışardan gelerek vitrin ve mağaza düzenleyen arkadaşlarım var benim.

Çözümü bilsem bugün burada sizlerle paylaşırım ama aslında zincir mağazaları olan markaların yöneticileri, AVM’ler, kırtasiyeciler, mobilyacılar, eczaneler, şarküteriler çözüm her birimizde… Dönün ve bugüne kadar birlikte çalıştığınız “Görselciniz” ne yapıyor bir bakın. Yoksa sağlığımız için taktığımız bu maskelerimizi attığımız günler geldiğinde birlikte “Gülümseyemeyeceğiz”… Vitrinleriniz de “Gülümseyemeyecek.”

Benden hatırlatması…

Not: Sen ne yapıyorsun diye soranlara… Ben kendi adıma görsel mağaza tasarımcıları için eğitimlerime online devam ediyorum, onlara destek, moral, umut, bilgi vermeye devam ediyorum. Biliyorum ki dünya değişse de, bilgisayar ekranında veya mağazada satışı sağlayan; vitrin tasarımı, stil, trend, renk geçişleri, oranlar gibi binlerce kavram ve bu kavramları kullanarak öğrendikleri ile para kazanan, sanat ile satışı birleştiren “görselciler” hep olacak…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz