Soner SELÇUKLU
AVM’ler faaliyete geçtiği bölgede insanların ihtiyaçlarını karşılarken, yaşam alanları arzıyla da tüketici davranışlarını sosyal açıdan yeniden biçimlendirme rolünü üstleniyor. İstihdam ve ticari faaliyet zenginliğiyle, emlak ve finans piyasasındaki etkileriyle, yarattığı katma değerle içinde bulunduğu iş ekosistemini canlandırıyor.
Perakendeciler, mağaza çalışanları, tedarikçiler, tedarikçilerin tedarikçileri, güvenlik ve temizlik ekibi, teknik servisler, kargo şirketleri, gayrimenkul piyasası, belediye hizmetleri, toplu konut projeleri, iş merkezleri, kafeler, konaklama tesisleri bu canlanmanın göstergeleridir.
Bunca yıl farklı sektörlerde danışmanlık hizmetleri yürütmeme rağmen AVM’ler başka bir evren diyorum… Doğru konumlanmış projelerin hemen hepsinde diğer sektörlerdeki şirketlerden farklı harala gürele bir koşuşturmaca almış başını gidiyor
Alışverişin dışında, çoğu zaman eğitim danışmanlığı ve yönetici koçluk programları nedeniyle perakendenin bu kanalıyla 15 yıla yakın süredir sıcak bağlantı halinde olmaya devam ediyorum. Bu deneyimin bir danışman gözüyle perakendenin bu gözde kanalını sistemin bütün bileşenlerine eşit mesafede kalarak enine boyuna gözden geçirme fırsatı verdiğini söylemeliyim.
Ziyaretçiler için çok renkli bir dünya olduğuna kuşku yok! Ancak çalışanlar için renklerin ardında sahne gerisinde bu geminin yüzdürülmesinde oldukça yoğun bir çaba ve emeğin olduğu da bir gerçek…
AVM çevresinde yaşayanların bu renkli dünyadan alışveriş kolaylığı dışında nasıl etkilendiği de ayrı bir inceleme konusu olabilir. Ancak bu yazımda AVM’nin iç dünyasında iş-özel hayat dengesinin mağaza yöneticilerinin penceresinden nasıl kurgulandığına değinmek istiyorum.
Merkezin yönetiminden sorumlu müdür ve müdür yardımcılarından başlayarak kimlerin bu gemiyi yüzdürdüğüne bakalım… Dışarıdan destek görevleri yürütenleri (teknik servisler, kargo şirketleri, tedarikçiler gibi) bir kenara koyalım. Bölüm yöneticileri, ofis çalışanları, güvenlik ve temizlik ekibi, danışma personeli, teknik personel, mağaza yöneticileri, satış danışmanları, garsonlar, komiler bir AVM’nin günlük 24 saatinin önemli bir bölümünde hizmet veren aktif nüfusu oluşturuyor. 24 saat dedim çünkü AVM’ler ziyaretçilerden sonra kapanışla birlikte ertesi gün açılıncaya kadar (onarım, bakım, dekorasyon, vitrin düzenleme, temizlik, güvenlik, mal kabul gibi işlerle) yaşamaya devam diyor. Kesintisiz bir hizmet var! Durum böyleyken, perdeyi biraz aralayınca AVM’lerin çalışanlarının yaşamında çok yönlü etki yarattığını söylemeliyim.
AVM’lerde görüştüğüm mağaza yöneticileri bu etkiyi,
“Mağazayla yatıp-kalkmak”
olarak özetliyor.
Mağaza yöneticileriyle yaptığım sohbetler, araştırmalar, anketler ve ikili görüşmeler sonrasında öncelikleriyle ilgili oluşturduğum tablonun ilk 10 sırasına göz atalım:
- Satış hedefleri
- Ciro artırma
- Ürün tamamlama
- Görsel düzenleme
- Stok yönetimi, envanter
- Müşteri memnuniyeti
- Personel sirkülâsyonu
- Denetim
- Ürün transferi
- Özel hayat
Bunların arasında iş ve özel yaşam dengesi kurmak çoğu zaman yer almıyor… Bazılarında sonlarda kendine yer buluyor… Kendi işinin sahibi olanlarda da aynı durumlar söz konusu. Eminim istisnaları da vardır. Ülke boyutunda araştırma bulgularım yok! Ancak farklı şehirlerde ve bölgelerde konumlanmış AVM’lerde benzer sonuçlara ulaştım… Güvenlik, temizlik, teknik, danışma gibi hizmetlerde çalışanlar ve satış danışmanları da aynı kaderi paylaşıyor. Bu bağlamda AVM’de çalışmanın öncelikler açısından baskın karakteristiği için bir genelleme yapabileceğimi düşünüyorum.
Mağaza yöneticilerinin kendi ifadeleriyle AVM’ de yaşamdan bazı kesitler:
- AVM’deki etkinliklerin (konserler, yarışmalar, söyleşiler, imza günleri, gösteriler, ünlü kişilerin ziyaretleri) kişisel gelişimlerinde büyük rol oynadığını belirtiyor, dinamik ve çekici olduğunu vurguluyorlar.
- Zamanlarının çoğunu AVM’de geçiriyorlar.
- Gün ışığı görmeden uzun saatler çalıştıklarını söylüyorlar. (Gün ışığı konusundaki yakınma, açık veya yarı açık AVM’ler için geçerli değil elbette. Bazı projelerde de tavan tasarımı gün ışığını içeri alarak ortamı aydınlatabiliyor).
- Küçük çocuğu olanlar, onları sabah uyurken bırakıp gece uyurken gördüklerini üzüntüyle ifade ediyorlar.
- Sosyalleşme olanakları kısıtlı olduğu için arkadaş ve eş seçimlerini AVM’lerden ya da aynı mağazadan yapıyorlar.
- Yöneticilerin izin günlerinde bile telefonlara cevap vermeleri, e-posta, SMS ve Whats App yazışmalarını takip etmeleri gerekiyor.
- Firmaların AVM’lerin açılış kapanış saatlerine uymaları gerektiği için, çıkış saatlerinde değişmeler olabiliyor (yoğun dönemlerde 23.00 ya da 24.00 kapanışı gibi).
- AVM bağımlılığı oluşuyor, haftalık izinlerinde ailecek AVM’ de geziyorlar, kendi çalıştıkları mağazaya bile gidebiliyorlar.
- Haftalık izinlerini çoğunlukla hafta içi kullanıyorlar, bu da perakende dışındaki sektörlerde çalışan arkadaşlarıyla plan yapmalarını engelliyor.
- Eşi farklı bir sektörde çalışıyorsa biri hafta içi diğeri hafta sonu izin kullanıyor, bu da birlikte geçirilecek zamanı kısıtlıyor.
- Sosyal çevreleri iş arkadaşlarından oluşuyor.
- Ev hayatı, iş öncelikleri nedeniyle, sekteye uğradığı için huzursuzluk yaşıyorlar.
- Gelirlerinin önemli bir kısmını AVM’de harcıyorlar.
- Yoğun tempo altında gevşemeye çok ihtiyaç duyuyorlar.
- AVM’de mağazacılığın, cadde mağazacılığıyla kıyaslandığında, kariyer yolculuğunun zorlu bir kısmı olduğunu düşünüyorlar.
- AVM yönetimiyle ve diğer mağaza çalışanlarıyla profesyonel ilişkilerin sürdürülmesi ve ortak alanların kuralına uygun kullanımının sağlanabilmesi için daha fazla dikkat harcadıklarını, çatışma yönetiminde başarılı olmak için özen gösterdiklerini söylüyorlar.
- Bu kanalda “meçhul müşteri” uygulamasının yarattığı gerilimin cadde mağazacılığındakine göre daha fazla olduğundan bahsediyorlar.
- Yönettikleri metrekare, çalışan sayısı, bütçe, ciro ve AVM’nin bulunduğu bölge ve şehir kariyer basamaklarında yükselmenin göstergesi sayılıyor.
- İşten ayrılmalar sonrasında çoğu zaman AVM’deki bir başka mağazaya geçildiğini dile getiriyorlar.
- AVM’de çalıştıkları aylar ve yılların nasıl geçtiğini anlamadıklarını itiraf ediyorlar.
Bu da parlak ışıkların ardındaki büyük hizmetle ilgili madalyonun arka yüzü. Bence “İş sosyolojisi ve zaman yönetimi” açısından araştırmaya değer bir konu.
“İşiniz mi sizi yönetiyor, siz mi işinizi yönetiyorsunuz?”
İşte bütün mesele bu!