Müzik çalmayan mağazaya müşteri girmiyor. Her 10 müşteriden 9’u müzik çalan mağazayı tercih ediyor. Türkiye’de 40 binin üzerindeki halka açık noktada yasal müzik yayını yapan SMG, mekanlardaki müzik seçiminin önemine dikkat çekiyor. Bir restoranda çalan müziğin spor merkezinde kullanılamayacağını belirten SMG CEO’su Gül Gürer Alimgil, müzik içeriğinin her mekana özel oluşturulması gerektiğinin altını çiziyor.
Müziğin insan psikolojisi ve dolayısıyla davranışları üzerinde etkisi kanıtlanmış bilimsel bir gerçek. Ancak yapılan araştırmalar müziğin sadece insan davranışlarını değil tüketim tercihlerini de etkilediğini ortaya koyuyor. AVM’ler, mağazalar, restoranlar, kafeler, turistik mekanlar ve spor merkezlerinde çalınan müziğin tüketici davranışlarıyla doğrudan bir ilişkisi bulunuyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre müşterilerin yüzde 90’ı müzik çalan mağazaları tercih ediyor ve çevrelerine öneriyor. Müşterilerin yüzde 76’sı müzik sayesinde mağazalarda daha rahat hissederek alışveriş yaptıklarını belirtirken yüzde 63’ü müzik çalınan mağazalarda daha fazla vakit ve para harcadıklarını söylüyor.
Türkiye’de 40 binin üzerindeki halka açık noktada yasal müzik yayını yapan SMG CEO’su Gül Gürer Alimgil, çalınan müziğin mutlaka mekana özel seçilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Müziğin türü, yüksekliği ve temposunun müşteri davranışlarını etkilediğini belirten Alimgil, mekana göre müzik seçimlerini şöyle anlatıyor: “Markanın kimliği ve imajı mekandaki müzik seçimi için çok önemli bir unsur. Örneğin bir fast food restoranında hızlı ritimde müzikler yayınlanmalı ki yemekleri daha hızlı yensin ve müşterileri sirkülasyonu artsın. Şık bir butikte easy listening eserlerin çalması müşterilerin mağazada daha uzun süre kalmasını sağlayabilir. Fine dining restoranlarda müşterilerin daha uzun süre kalmasını sağlamak için caz tarzında müzikler tercih edilebilir. Bir fitness salonunda ritmin çok yüksek olması gerekir. AVM’lerde ise müzik yayını ne çok yüksek ne çok düşük düzeyde olmalı, keyifli bir fon müziği işlevini görmeli.”
Müziğin mağaza içi trafik akışı ve satışlar üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Alimgil, “Yavaş tempolu müzikler, yüksek tempolulara oranla müşterileri mağaza içinde daha uzun süre tutar. Uzun süre mağazada kalan müşterilerin de genellikle daha çok alışveriş yapacağı umulur. Öte yandan, mağazada huzurlu ve rahat bir biçimde alışveriş yapmayı engelleyecek şekilde çok fazla sayıda müşterinin olması durumunda yüksek tempolu müzik çalınarak, bu müziğin trafik akışını hızlandırıcı etkisinden yararlanılabilir.”
SMG olarak her kuruma özel müzik içeriği hazırladıklarını ve hedef müşteri kitlesine göre yapılan müzik yayınının farklılık gösterdiğinin altını çizen Alimgil, şunları söylüyor: “İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir gibi özellikle gençlerin bulunduğu lokasyonlarda daha ritmik, hızlı parçalara ve dans müziklerine yer veriyoruz. Turistlerin ağırlıkta olduğu havaalanları veya sık gidilen mekanlarda enstrümantal veya etnik Türk ezgilerinin bulunduğu müzikler yayınlıyoruz. Ancak Türkiye’de en çok kullandığımız yayınları midtempo popüler müzikler, hızlı dans şarkıları, latin müzikler ve dinlemesi kolay easy listening şarkılar oluşturuyor.”
Müziğin müşteriler kadar çalışanlar üzerinde de önemli bir etkisi olduğuna değinen Alimgil, gün içinde yayınlanacak, birkaç ayrı müzik listesi hazırlayarak hem müşterileri hem mağaza çalışanlarını mutlu etmeye çalıştıklarını belirtiyor ve ekliyor: “Günün ilk saatlerinde orta tempoda şarkılar kullanırken, öğleden itibaren ve özellikle iş çıkış saatlerinde ise müzik listelerini hızlandırıyoruz. Bu saatlerde özellikle enerji verecek, iyi hissettirecek parçalar çalmaya dikkat ediyoruz. Hazırlanan farklı listelerle mağazadaki müşterilerin alışveriş yaparken iyi hissetmelerini sağlayacak, çalışanların da motive olmalarını sağlayacak müzikler kullanmaya dikkat ediyoruz.”